Nuri Çelik yazdı…
Dedim kendi kendime, eğer kafayı üşütmemişsen, kesin üşütürsün. Çünkü son dönemlerde kendinle konuşmayı alışkanlık haline getirmişsin. Konuştuğun şeyler de öyle yenilir yutulur şeyler değil. Savaşa karşı çıkıyorsun! Deli misin nesin?
Dedim kendime, bu ıvır zıvır şeyler yazmaktan vazgeç, azıcık dünyaya açıl, devletler gör, bahçeler dolaş, kılıç işiyle uğraşan ailelerin torunlarına hal hatır sor, sokakta yaşayan çocuklarla azıcık ilgilen!
Aman ha! Barıştan söz etme. Nene lazım... Suç oğlum suç, barıştan söz etmek! Yok anlatamadım, suç değil de suç kabul ediyorlar! Şimdiki hâkimler savcılar böyle, barış dedin mi, yandın. Savaş diyeceksin, başka bir şey demeyeceksin. Osmanlı zırhı yaptıracaksın, üzerine de Amerikan yapımı çelik yelek geçireceksin sana bir şey olmasın diye. Bir elinde Rus, öteki elinde Amerikan yapımı otomatik silahlar, sağ tarafına Belçika, sol tarafına da Alman marka tabanca takacaksın. Sağına soluna hançer, kama, pala, ekmek bıçağı ne bulursan sallandıracaksın. Neyin eksik biliyor musun? Başına takacağın zeytin dalı. Kızılderililer tüy müy takar ya onun gibi. Böyle olunca milli oluyorsun. Sona yaklaştın, ha gayret, başka neyin eksik? Bir de inanç sömürüsü ekle! Dilinde Allah, din, iman, kitap, bayrak, vatan eksik etmeyeceksin! Şimdi fotoğraf çektire bilirsin. Cennet ve huriler seni bekliyor. Yoooo, biliyorum gitmezsin, o kadar yürekli değilsin ama bu donanımla çektirdiğin fotoğrafla kimi savaşa göndereceğini de iyi bilirsin. Varın siz düşünün...
Pat diye düşüyorum. Devlet Bahçeli! İnsan yakmaktan söz eden yaşlı bir siyasetçi. Gözlerimin önüne getiriyorum. Yaşlı adam bir tepede durmuş, yıkılan bir yerlere bakıyor ve zevkten titriyor. "Yes, yes" diyerek histerik bir şekilde yumruğunu sıkıyor. Aynı adam, onun deyimiyle terörist de olsa yakılan insanlara bakıyor ve heyecandan ne yapacağını bilemiyor, kendinden geçiyor. Sözlükte sadist sözcüğüne bakıyorum. Hafif kalıyor! İfade aynen şu: "Ya Afrin yıkılsın, ya teröristler yakılsın", (21.01.2018, Sabah Gazetesi) İnsanlık suçu ifadesi bu söz için yeter mi?
Dilerim sen bile böyle bir insanlık suçuyla karşılaşmayasın. Uzun ve sağlıklı yaşamanı, arabanda rahat müzik dinlemeni, televizyonda yeni çiçek açmış erik ağaçlarını, berrak akan çayları, yeni doğmuş kuzuları, sokakta yalnız gezebilen genç kızlarımızı, güvenle sokakta bisiklet sürebilen çocuklarımızı ve daha nice güzellikleri izlemeni diliyorum.
Ben de ne kadar safım! Bir yerler yıkmayalım, insanları, hatta hayvanları, ormanları yakmayalım diye saçmalıyorum. Sanki bu ülkede yaşamıyorum gibi insani değerlerden falan söz ediyorum. İşte yazının başlığı: Benim akılsız kafam! Yahu bunlar savaş mavaş, terörist falan yokken bile Sivas'ta (2 Temmuz 1993- Madımak Otel) 33 yazar, ozan, sanatçı, düşünür, aydın ve 2 otel çalışanını diri diri yakmadılar mı? Ve bu insanlık dışı suçu zaman aşımına uğratmadılar mı? Daha ne konuşuyorsun sen! Kafayı yedin galiba!
Kimileri Devlet Bahçeli' ye kızıyor, hatta küfür ediyorlar AK Parti'ye koltuk değneği oldu diye. Hayır, kesinlikle küfüre hayır! Bu akıl işi, insani duygulara sahip olma işi küfürle falan olacak bir şey değil. Onunla bile ancak diyalog ve barışla olur. AK partiyi kurtardı diye adamcağıza bağırıp çağırıyorlar. Oysa adam haklı. Çünkü önce onu muhaliflerine karşı AK parti ve hâkimler korudu, kolladı, kurtardı. Yani bu dayanışmanın temelleri çoktan atıldı. Onun yok olup gitmesine engel oldu AK Parti. O da nankörlük etmedi, hem kendisini hem de AK partiyi kurtardı. Bir ırkçı olarak zaten yıllarca muhalefette olmaktan bıkıp usanmıştı. Kına geldi adamcağıza! Bir görüşmeyle iktidara ortak olma fırsatı doğdu ve bunu iyi değerlendirdi. Günahları boyunlarına ne konuştular, nasıl anlaştılar bilinmez, Dolmabahçe görüşmesi gibi! Feto'nun siyasi olarak değil de fiziki olarak boşalttığı alanı bir çırpıda Ensar Vakfı, İsmail Ağa Cemaati, Süleymancılar, Menzilciler, kuzenim Bilal'la birlikte dolduracaklar. Feto'dan arta kalanın onda biri kendilerine düşse yine yeter. Üçüncü MC koalisyonunu kurmaya, kimi bakanlıkları ele geçirmeye yeter de artar bile.
Eee bu AK parti için de iyi bir şey. Feto'ya o kadar yedirdi de ne oldu? Onların yerine kovulması kolay olan küçük parçalara vermek daha az tehlikeli. Devlet Bahçeli'nin Recep Tayıp Erdoğan'a kalleşlik edip devirmeye kalkacak hali yok ya! Ben milliyetçilerin yerinde olsam ırkçılığa taze kan vermek isteyen Akşener'i falan dinlemem! Doğrudan Bahçeli'nin tarafını tutarım ve iktidarın küçük şehzadelerinden biri olurum. Tabi milletin siyasetine karışma gibi olmasın, kendileri bilir. Daha dindar bir MC iktidarı vatana, bu millete mutluluk, huzur, sağlık ve saadet getirir diye düşünüyorum!
Artık bilmeniz gerekir. Şeriatçıların, ırkçıların dini imanı savaş, fetih, işgal, Allah adına yakma, yıkma, ölüm, ‘şehit’ ve en önemlisi de para... Siz Kürtler; sizin bunların yanında ne işiniz var? Millet ne der korkusuyla bunların değirmenine daha ne zamana kadar su taşıyacaksınız. Yapılanın doğruluğuna inanarak destek veriyorsanız sözüm yok! Eğer gerçekten Kürt olarak bu savaşın doğruluğuna inanıyorsanız, doğrularınızla yaşamaya devam ediniz!
AK Parti mi? Yok, AK Partiye laf yok. Onlar dinlerine, peygamberlerine, kitaplarına uygun siyaset yapıyorlar...
Nuri Çelik
08.04.2018
Bu Makale 42174 defa okunmuştur.