31 Mart 2024 Türkiye Yerel Seçimleri Üstüne Notlar-II

Türkiye 31 Mart 2024 yerel seçim sonuçları öncelikle, değersizleştirilmiş yerli paraya ve böylece, ucuzlatılmış emeğin maliyet avantajına dayalı ihracat yoluyla kapitalist büyüme politikasını ifade eden Çin modelinin getirdiği kitlesel yoksullaşmaya karşı, alım güçleri açlık sınırına düşürülen ücretlilerin, yani mavi ve beyaz yakalılarla memur ve emeklilerin ekonomik isyanıdır.

Böylece, geçim sorunu altında bunalmış toplumsal psikolojinin, Kürdofobi odaklı milliyetçi ve militarist, muhafazakârlık-sekülerlik ayrımı etrafında dinsel temalarla örülen dost-düşman ikilemine dayalı kamplaştırmalar marifetiyle kontrol altına alınması kolaycılığı ve yönetilmesi alışkanlığı için denizin bittiğinin işaretidir.

AKP’yi kıskacına ve hatta denetimi altına alan bürokrasinin üretip medyatik ve politik kanallarla yaydığı Kürdofobik nefrete ve ırkçılığa dayalı güvenlikçi otoriter söyleme karşı, özellikle yeni kuşakların demokratik itirazının dışavurumudur.

***

Tıpkı 1930 yerel seçimlerinde CHP’ye olduğu gibi, 2008 krizinden bu yana, bürokrasinin güdümüne giren ve devletten fazla devletleşen AKP’ye, 2001 fabrika ayarlarına geri dönme yönünde, özellikle genç ve Kürt seçmenin ültimatomudur.

Bu bakımdan, seçimden sonra gerçekleştirilmesi kuvvetle muhtemel yargılama ve kayyum uygulamaları, bürokrasinin, AKP’nin sivil toplumla kalan son bağlarına yargı marifetiyle balta vurmak, böylece AKP’yi bürokratik egemenlik altında tutmaya ve kullanmaya devam etme kararlılığından başka bir anlam taşımayacaktır.

Bu hâliyle, 31 Mart 2024 yerel seçim sonuçları, özellikle küreselleşme çağı kuşaklarının, asgarî düzeyde olsa da, siyasal hak ve özgürlük bilinciyle, Türkiye'yi liberal demokratik değerlere dayalı Batı uygarlığından, "Silivri bu mevsimde soğuktur" mottosuyla simgeleştirilen korku kültürüne dayalı, Rusya, İran ve hatta giderek Kuzey Korevari, yarı-askerî bir doğulu despotik rejime dönüştürme girişimine karşı itirazlarının bildirgesidir.

Bu bağlamda, bürokratik otoritenin popülerleştirilmiş temsilcisi olarak, yarı-askerî şirket üniformalarıyla, silâh sanayi, askerî teknoloji argümanlarına dayalı güvenlikçi ve milliyetçi söylemlerle, 2028 genel seçimlerinde taht devralmaya hazırlanan kimi ikinci kuşak aile fertlerine de hedef kitle olarak belirledikleri gençliğin açık kırmızı ışığıdır.   

***

Metropollerde yerleşik ve genç Kürt nüfusun, Türkiye'nin Kürt seçmeni kalmada sadece ayrımcı, dışlayıcı ittifaklara değil, aynı zamanda DEM'in sağcı-milliyetçi kanadının yoğun hegemonik, yer yer despotik propagandasına ve Kandil'in militarist baskısına da meydan okuyuşudur.

***
Bu bağlamda, '90'lardaki göç süreci sonunda kentte doğup büyümüş Kürt gençlerinin, sivilleşme ve birlikte yaşama arzuları konusunda hem Ankara'daki hem de Kandil'deki aksaçlı savaş baronlarına restidir.

Ezcümle, Türkiye'de 31 Mart 2024'ten sonrası, siyaset kurumunun bürokrasinin güdümünden ve denetiminden çıkıp sivil toplumun demokratik doğasıyla ve gündemiyle yeniden buluşmasına dair bir tarihsel güzergâhı işaret etmektedir.

Bu doğrultuda, 31 Mart 2024 yerel seçim sonuçları, 2028 milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimine giden yolda, CHP’ye, arkaik, köhnemiş, 1930'lara ve Soğuk Savaş'a özgü Kemalist merkezîyetçilikten ve milliyetçilikten, çok kültürlülüğe, yerelliğe açık, vahşi kapitalist birikime dayalı neoliberal büyümeyi değil, sosyal refahı önceleyen, çağdaş bir sosyal demokrat ideolojiye ve partiye evrilmenin, on milyonlarca insanın çığlığıyla seslendirilen çağrısıdır.

Vedat Koçal

Siyaset Bilimci


Diğer yazıları: 31 Mart 2024 Türkiye Yerel Seçimleri üstüne notlar