"Kürtlerlerden uzak bir siyaset, Suriye'nin geleceği için soru işaretlerine yol açıyor"

PeyamaKurd - Federalizm veya ademi merkeziyetçi çözümlere karşı çıkan Suriye geçici hükümeti cumhurbaşkanı Şara’nın geleceğini ele alan Reuters haber ajansı, Şara’nın “en önemli savaşı, derinden bölünmüş ülkesini bir arada tutma savaşını kaybetme riskiyle karşı karşıya” olduğuna dikkat çekti.
Washington Enstitüsü üyesi Taber ise, Şara’nın “azınlık grupları” ile uzlaşmaması halinde “Suriye’nin sadece bir bölümünü yönetmesi gerekeceğini” söyledi.
Beşar Esad rejiminin devrilmesinden sonra Şam’da iktidar koltuğuna oturan Heyet-i Tahriri Şam (HTŞ) lideri Ahmed el Şara ile birlikte Suriye’nin geleceği tartışılmaya devam ediliyor.
Kıyı şeridinde Alevilerin katledilmesi, ardından Süveyda’da Dürzilere yönelik katliamlar ve Kürtlerle uzlaşmadan uzak bir siyaset, sadece Suriye’nin geleceği için değil aynı zamanda iktidarı ele geçirdikten sonra Cumhurbaşkanlığını ilan eden Şara ve geçici hükümetinin geleceği için de soru işaretlerine yol açıyor.
Reuters haber ajansı Suriye’deki mevcut durumu ele alan ve gelecek için öngörülere yer verdiği bir haber yayımladı.
Haberde, Şara’nın “dokuz ay önce iktidarı ele geçirmesinden bu yana önemli diplomatik zaferler kazandığı”, “ancak en önemli savaşı, derinden bölünmüş ülkesini bir arada tutma savaşını kaybetme riskiyle karşı karşıya” olduğu kaydedildi.
**
“Kürtler yeni anayasa istiyor”
Ajansın analizinde Kürtler ile Şara’nın geçici hükümeti arasında ABD arabulucuğunda 10 Mart anlaşmasının imzalandığı, ancak Kürtlerin “14 yıllık savaşın ardından” entegrasyon için “haklarının tanınması için yeni bir anayasa talep ettikleri” kaydedildi.
“Kürt liderliğindeki Demokratik Suriye Güçleri (DSG), Suriye iç savaşı sırasında ABD’nin desteğini aldı, iyi donanımlı ve komutası altında on binlerce savaşçı bulunuyor” ifadelerinin bulunduğu haberde, DSG konsey üyesi Abdelwahab Halil’in görüşlerine yer verildi.
Halil, DSG’nin “Suriye’nin merkezi hükümetiyle ‘gerçek ortaklık ve tüm Suriye unsurlarının anayasal olarak tanınması’ temelinde entegrasyonu desteklediğini, yalnızca askeri entegrasyonun yeterli olmadığını söyledi.”
“Türkiye askeri operasyon istiyor”
Suriye geçici hükümetinin adı açıklanmayan “üst düzey yetkilisine” göre, “Şara hükümetinin güçlü destekçisi” olan Türkiye, “Kürtlere karşı askeri harekâtı destekliyor”, “Kürt özerkliğine şiddetle karşı çıkıyor” ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ni “kendi güvenliğine yönelik bir tehdit olarak görüyor.”
Ancak aynı Suriyeli yetkili, “Şam’ın Ankara’dan müzakerelerin başlaması için askerî harekâtın ertelenmesini istediğini söyledi.”
Bu arada Türkiye Savunma Bakanlığı yetkilileri ajansa konuyla ilgili açıklama yapmayı reddetti.
ABD: Suriye halkı istediği yönetim biçimini seçer
Demokratik Suriye Güçleri’ne destek verdiği kaydedilen ABD’nin yeni Suriye’de nasıl bir politika izlediği konusunda ise bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin görüşlerine yer verildi.
Reuters’a göre, “ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, ABD’nin istikrarlı, barışçıl ve müreffeh bir Suriye görmek istediğini, bunun için birliğe ihtiyaç olduğunu ancak Suriye halkının istediği yönetim biçimini seçmesinin kendi elinde olduğunu söyledi.”
“Aleviler ölüme mahkûm edildi”
Reuters’ın haberinde geçtiğimiz mart ayında Alevilere yönelik katliamlara da dikkat çekildi. Suriye geçici hükümetinin katliamlarda herhangi bir ordu yetkilisinin rolünün bulunmadığını iddia ettiği kaydedilen haberde, Alevilerin ise aksi görüşte oldukları vurgulandı.
‘Alevi katliamı ve BM raporu’
Suriye geçici hükümetine bağlı güçler ile Türkiye’nin desteklediği silahlı gruplar, mart ayında Alevilere yönelik bir katliam yapmıştı. Suriye’nin kıyı kesimlerinde Alevilere yönelik katliamlara ilişkin raporunu açıklayan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Suriye Soruşturma Komisyonu, Türkiye’nin yıllardır destek verip finanse ettiği silahlı grupların işlediği suçları gündeme taşımıştı.
“Dürziler açıkça bağımsızlık istiyor”
Temmuz ayında Suriye geçici hükümetine bağlı güçlerin Süveyda’ya saldırması ve katliam yapması ardından Dürzi toplumunun “açıkça bağımsızlık” istediğine işaret edilen haberde, Dürzi lider Şeyh Hikmet El Hicri’nin bağımsızlık çağrısına da yer verildi.
İnfazlar ve kaçırmalar
Geçici Şam yönetimi ordusu, IŞİD ve HTŞ gibi gruplar 13 Temmuz’da Suriye’nin güneyindeki Dürzi kenti Süveyda’ya saldırmaya başlamıştı.
Saldırılarda şimdiye kadar Şam güçlerinin 765 sivil Dürzi’yi infaz ettiği belgelenmişti. Birleşmiş Milletler’den (BM) 9 uzman tarafından Süveyda’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin 23 Ağustos’ta yayınlanan raporlarda saldırılar sırasında 105 kadın ve kız çocuğu kaçırıldığı, aralarında 80 kadın ve kız çocuğunun da bulunduğu 763 kişinin akıbeti bilinmediğini açıklanmıştı. Raporda ayrıca en az 196 kişi ise yargısız infaz edildiği belirtilmişti.
“Ya uzlaşma ya da Suriye’nin sadece bir kısmını yönetecek”
“Bir zamanlar başına 10 milyon dolar ödül konmuş eski bir El Kaide lideri olan” Şara’nın mayıs ayında ABD Başkanı Donald Trump ile el sıkışarak “büyük bir diplomatik zafer kazandığı” belirtilen yazıda, Şara hükümetinin federalizme veya ademi merkeziyetçiliği bölünme olarak gördüğü ve karşı çıktığı belirtildi.
Trump yönetiminin, “Şara’nın ülkeyi birleştirme ve istikrara kavuşturma çabalarına destek verdiği” ifade edilen yazıda, Washington Enstitüsü’nün üyesi Andrew Tabler’ın görüşlerine yer verildi.
“Şara’nın ülkenin parçalarını bir araya getirememe riski gerçek” diyen Tabler, şöyle konuştu:
“Ya uzlaşma ya da Suriye’nin sadece bir bölümünü yönetmesi gerekecek. Bu, görevden alınacağı anlamına gelmiyor; sadece yetkisinin ülkenin bir bölümüyle sınırlı kalacağı anlamına geliyor.”
Bu Haber 199 defa okunmuştur.




