DEM Parti'den komisyona anadil ve Kürtçe çağrısı

PeyamaKurd - Baroların ardından söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a hitap ederek, “Bizler siyasi partilerin grup başkanvekilleri ile bir araya gelerek, gelen misafirleri dinleyeceğiz ama misafirlerin sözün üzerine değerlendirme yapmayacağız, onların beyanlarına ilişkin bir şey söylemeyeceğiz demiştik. Siz de geçen toplantının bitiminde komisyona gelen ve komisyonda konuşanların sözünün kendilerini bağladığına komisyonu bağlamadığına işaret etmiştiniz. Bu anlamıyla ben burada tek tek milletvekili arkadaşların söz alıp, bu konuşmacı bunu dedi, böyle değil, bu konuşmacı şunu dedi, böyle değil gibi bir kayda geçime meselesinin usulünün yanlış olduğunu düşünüyorum. Burası genel kurul değil, biz de genel kurulun siyasi bir faaliyetini yürütmüyoruz. Burada bir amacımız var, toplanmamızın bir gerekçesi var. Bu anlamıyla komisyon amacıyla örtüşmeyen, özellikle de gelenlerin sözüne söz üreten bir yaklaşımın yanlış olacağını ifade ediyorum” dedi.
"Misafirlere laf yetiştirmeyelim"
Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu anlamıyla bu usulü bir daha tekrarlanmaması konusunda bir uyarıyla yenilemek istiyorum. Bu konuda sizin de uyarıcı olmanızın katkı sunacağını düşünüyorum. Bu anlamıyla buraya gelen misafire cevap yetiştirmek hiçbir milletvekili arkadaşımızın görevi değildir. Zaten beyanlar bağlantılı bir şekide anlatılmıştır. Yoksa mesele oradan niye çıkarıldıkları meselesi değildir” diye konuştu.
Bu Haber 143 defa okunmuştur.Sonrasında konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ise barışın dilinin anadili olduğunu belirtti. Komisyonun 5’inci toplantısında yaşanan anadil krizine dikkat çeken Meral Danış Beştaş, “Geçen hafta burada Barış Anneleri dinlendi. Ben tercüme yapma talebinde de bulunmuştum. Doğrusu milyonlarca yurttaş, Kürt yurttaş parçalandı, kırıldı, güveni sarsıldı. Şimdi biz her fırsatta barışın dilini konuşalım derken, barışı toplumsallaştıralım derken o toplantıda anadilinde konuşulmasına izin verilmezse tepkisi büyük olur. Belki Meclis komisyonu tamamına yansımamıştır ama telefonlarımıza gelen binlerce mesajdan ne kadar büyük bir etki yarattığını biliyoruz. Bu mesele çok önemlidir. Kamusal alanda anadilinin kullanımının önünde engeller var mı yok mu? Onu Genel Kurul'da tartışacağız. Ancak ben bir şey söyleyeceğim; Anayasa 3'e göre kamusal alanda anadili kullanımının önünde bir engel yok. Sadece resmi devlet dili var. ‘Devletin dili Türkçedir’ diyor ve burası bir Meclis Genel Kurulu değil, bir iktisat komisyonu değildir. Bir yasal zemini de yok. Yani Meclis başkanının çağrısı gibi oldu bu komisyon. Yani burada barışı konuşurken bir annenin kendi anadilinde duygularını ifade etmesinin önünde hiçbir engel yoktur ve olmamalıdır. Yani dil toplumun binlerce yıldır anlaşabilmesinin anahtarıdır. Tam da barışa açılan bir kapı varsa o kapıyı açacak olan anahtar da dilin kendisidir” dedi.





