“Geçmişte barış sürecinde toplum hazırdı, siyaset hazır değildi; bugün ise siyaset hazır ama toplumun hazırlanması gerek”

 “Geçmişte barış sürecinde toplum hazırdı, siyaset hazır değildi; bugün ise siyaset hazır ama toplumun hazırlanması gerek”

PeyamaKurd - DEM Parti milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, sürecin ilerleyebilmesi için demokratik siyasetin önünün açılması ve toplumsal barışın inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

PKK'nın 5-7 Mayıs tarihleri arasında kongresini toplamasına ve kararların kamuoyuyla paylaşılmamasına dikkat çeken Buldan, hükümetin bu konuda büyük beklenti içinde olduğunu ifade etti:

Dün yapılan PKK'nin kongreyi toplama meselesiyle birlikte kararlarını açıklaması bekleniyordu açıkçası. Bunu hükümet kanadı, devlet kanadı, cumhurbaşkanı böyle bir beklenti içerisindeydi. Ancak yapılan açıklamada herkesin, kamuoyunun da bildiği gibi sadece kongrenin toplandığına dair bilgi verildi. 5 ve 7 Mayıs tarihleri arasında kongrenin toplandığı açıklandı ve kararların daha sonra açıklanacağı belirtildi.

"Barış için siyasi ve hukuki adımlar şart"

Buldan, PKK’nın kendini feshettiğine ya da herhangi bir karar aldığına dair bir ifadenin yer almamasının, hükümetin beklediği açıklamanın ertelenmesine neden olduğunu düşündüğünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin, ancak alınacak kararlardan sonra kamuoyuna değerlendirme yapacağını söyledi. Barış süreciyle ilgili değerlendirmelerinde Buldan, sürecin ilerleyebilmesi için Meclis’te ve toplumsal alanda atılması gereken çok sayıda adım olduğunun altını çizdi:

Barışı konuşabilmek için öncelikle demokratik siyasetin yaşam bulmasına ve barışın inşa edilmesine ihtiyaç var. Bu da bazı yasal düzenlemeleri gerekli kılıyor. Silahların bırakılması, cezaevlerindeki siyasetçilerin durumu, yaşanan hukuki ve toplumsal sorunlar gibi pek çok konuda adım atılması gerekiyor.

Barışın yalnızca silahlı yapıların kararlarıyla değil, siyasi ve toplumsal zeminde atılacak adımlarla mümkün olabileceğini vurgulayan Buldan, demokratik reformlara ve müzakere ortamına işaret etti:

Sayın Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde gazeteciler, akademisyenler, siyasetçilerle görüşmesi, bu sürecin birlikte tartışılması gerekiyor. Barışın ne anlama geldiği ve bu sürecin nasıl yürütüleceği ortak bir zeminde ele alınmalı.

"Siyasi partilerle temaslar olumlu"

Toplumda, "PKK kendini feshetti ama karşılığında hiçbir adım atılmadı" gibi bir algının oluşmaması gerektiğini belirten Buldan, bu sürecin zamanla şekilleneceğini ve kısa sürede demokratik adımların atılacağını ifade etti. Bu kapsamda, farklı siyasi partilerle yapılan görüşmelerin olumlu geçtiğini de aktardı.

Yaptığımız bütün görüşmelerde olumsuz bir tabloyla karşılaşmadık. Herkes barışı destekleyen bir yerde duruyordu. Bugün de aynı noktada olduklarını düşünüyorum. Barışa karşı olan bir iki parti dışında (İYİ Parti ve Zafer Partisi) Meclis'teki tüm partiler sürece olumlu yaklaşıyor.

"Barışı Sırrı Süreyya Önder’e armağan edeceğiz"

Buldan, kısa süre önce hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’i de anarak, barış sürecine yaptığı katkının altını çizdi:

Sevgili Sırrı Süreyya Önder’i anmadan bu konuyu kapatmak istemem. Bu konuda çok büyük bir emeği var. Barışı sevgili Sırrı Süreyya Önder’e armağan edeceğiz. Onun hayattayken özlemini duyduğu barış ortamını görememesi bizi derinden üzdü. Ama en azından mezarında rahat uyuyabilmesi için bu sürecin başarıyla tamamlanması gerekiyor.

"Siyaset bugün daha istekli, toplum hazırlanmalı"

Geçmiş dönem barış girişimleriyle bugün arasındaki farklara dikkat çeken Buldan, geçmişte toplumun hazır ancak siyasetin isteksiz olduğunu, bugün ise siyasetin daha istekli ama toplumun henüz yeterince hazır olmadığını söyledi:

2011-2015 yıllarında yürütülen barış sürecinde toplum hazırdı, siyaset hazır değildi. Bugün ise siyaset hazır ama toplumun hazırlanması gerekiyor. Sayın Bahçeli’nin geçmişte Öcalan için idam talep eden bir siyasi pozisyondan bugün barış için söylemler kurması, bu sürecin ilerlemesine katkı sağlayacaktır.

"Barış sadece Kürtlerin meselesi değil"

Barışın yalnızca DEM Parti'nin ya da Kürt halkının değil, Türkiye’deki tüm toplum kesimlerinin meselesi olduğunu vurgulayan Buldan, savaşın ekonomik ve toplumsal maliyetlerinin tüm halkları etkilediğini söyledi:

Barış meselesi sadece Kürtlerin ve DEM Parti’nin sorunu değil. Türkiye halklarının tamamını ilgilendiriyor. Ekonomideki kötü gidişat bile savaş politikalarının bir sonucu. Savaşa ayrılan bütçe, yoksulların, emekçilerin hakkından alınıyor. Bu nedenle mücadele, barışın toplumsallaşması için yürütülmeli.

Son olarak, DEM Parti başta olmak üzere tüm siyasi partilerin, barışın anlatılması ve yaygınlaştırılması için çaba göstermesi gerektiğini belirten Buldan, sürecin halkın desteğiyle başarıya ulaşabileceğini ifade etti:

DEM Parti'nin ev ev, kapı kapı dolaşarak barışı anlatması gerekiyor. Ancak bu şekilde barışı inşa edebiliriz. Bundan sonra hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bu Haber 71 defa okunmuştur.