Kürdleri Himaye

Koca bir medeniyetin bölünüp parçalanıp yönetilmesinin, ırkçılık zehri İle zehirlenmesinin trajedisini yaşamaktayız. İslam coğrafyasında “Dar kavmiyet ve Asabiyye” sömürgeciliğin en etkili ölümcül silahıdır.

Kur’an-ı Kerim insanlığın barış içinde yaşamasını emretmedi mi ? Barışın önündeki en büyük engel olan asabiyyeti tümden mahkum etmedi mi? Reddedilen asabiyye, üstünlük ve soya tapıcılık, aynı zamanda sömürgecilerin güçlü dinamikler üzerine kurulu kadim medeniyetleri bölme parçalama yönetme stratejisi olmadı mı?

Hedefi "Güzel Ahlaka ve Hukuka Dayalı Nizam" olan Hz. Muhammed’in (SAV), karşı çıktığı "Asabiyye ve dar kabilecilik” İslamın  önündeki en tehlikeli ve ölümcül engel değil miydi ?

Kur’ân-ı Kerim’de bütün müminlerin kardeş oldukları (Hucurat, 49/10) buyururken, ırkçılığın (asabiyyenin) esasını oluşturan, soy üstünlüğü ve dar kabilecilik, reddedilmedi mi ?

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de (Tekâsür, 102/1-8) insanların doğuştan kazanılan bir ayrıcalığa sahip olmadıklarını, onlar arasında üstünlüğün ancak ahlaki hassasiyet ve kullukta gerçekleşebileceğini, bunun da ancak kişinin kendi gayretiyle sağlanabileceğini açıkça ifade etmedi mi ? (Hucurat, 49/9-13)

Hz. Peygamber de Mekke’nin fethi hutbesinde İslam kardeşliğinin ana prensiplerini, "Ey Kureyşliler! Allah sizden cahiliye gururunu, büyüklenmeyi ve babalarınız ile övünmeyi kaldırmıştır” sözleriyle ortaya koymadı mı ?

Evet Türkçülük / Arapçılık / Farsçılık…  Irkçılıktır.

Irkçılık zehrinin İslami toplumlara “yeniden” zerk edilişi, 100 yıl önce cetvelle sınırları çizen, bölgenin demografisini fert fert, aile aile en ince ayrıntılarına kadar inceleyen, sömürgeciler tarafından gerçekleştirildi.

İslamın kardeşlik formülasyonunu unutturan, yok eden, gizleyen ilkel çağların cahiliye zehri "Dar-kavmiyetçilik- ırkçılık" yeniden formatlanmış haliyle Orta Doğu’ya egemen haline getirilmiştir.

Kürdler ise uluslararası sömürgeciliğin geliştirdiği, faşist kavmiyetçi asabiyyenin “Irkçılığın”, en büyük mağduru ve İslam aleminin etrafı kuşatılmış himayesizleri olarak, yok edilmeye mahkum hale getirildi.

Ulus bilinci oluşturulması bahanesi ile Araplara, Farslara ve Türklere ezberlettirilen zehirli sözcükler, Kürdler üzerinde inkâr/imha ve asimilasyona dönüşen birer ölümcül cüzler olarak hafızalara nakşedildi.

Araplar arasında; “Hayatta yegâne servetim Arap doğmaktır. Arap milliyetçisiyim, böyle doğdum, böyle de öleceğim. Arap birliğine inanıyor, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasılları Arap birliğiyle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Arap’ın varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecektir! Yüksel Ey Arap! Senin için yüksekliğin sınırı yoktur!”

Sloganlarları ile Arapçılık yaratılırken,

Türkler arasında da Türkçülük  benzer şekilde yaratıldı.

Darbeleri Meşru göstermek için,

"Peygamber ocağı Türk Ordusu"

Soyabilmek için,

"Türkiye, Türklerindir"

Halkı uyutabilmek için,

"Bir Türk dünyaya bedeldir"

Hayatta övünülebilecek bir şeyler olsun diye,

"Türk öğün, çalış, güven"

Mutlu olabilmeleri için

"Ne mutlu Türküm diyene"

Güçlü görünmek için,

"Her Türk asker doğar"

Yapboza dönen bir dili dayatmak için

"Türkçe konuş çok konuş"

Ulus üstünlüğünü kanıtlamak için,

"Size Kürdüm diyenin yüzüne tükürün"

"Kürtçe diye bir dil yoktur"

"Kürtler yoktur, onlar dağlı Türklerdir"

"Kürtçe bilim dili değildir"

“Kürd yoktur. hepimiz biriz hepimiz Türküz"

gibi ölümcül fikirler türetildi, ezberlettirildi.

Farsların diline pelesenk olan ırkçı söylemler de hiçbir zaman bunlardan farklı olmadı.

Sömürgeciliğin ırkçılığı, Asabbiyet ve Dar-kavmiyetçiliği, soya tapıcılığı, İslam adına meşrulaştırma ve hayata geçirme formülü, aynı zamanda İslam coğrafyasının, sömürgecilerin böl-parçala-yönet politikasına teslim olmasını da kolaylaştırmıştı.

Koruma, kanat germe ve himaye ile sıla-i rahm’de büyüyen, barışın ve hak eşitliğinin egemen olduğu ilk birleşik devletler modeli olarak gelişen, kadim bir medeniyetin, sömürgecilerin çıkarları için, nasıl ırkçılık zehri ile  yok edildiğinin trajedisini halen yaşıyoruz hepimiz.

Umarım bu yüzyılda zafer !

Ezilenlerin, sömürülenlerin,

Bu uğurda direnenlerin,

Himayeyi ssas alanların,

Sıla-i rahim’i unutmayanların olur...

Dayatılan “Andımız saçmalığına” karşı gösterilen direnç bu manada oldukça anlamlıdır..

 

Veysel Göker

  05.11.2018


Bu Makale 42181 defa okunmuştur.