KDP medyası neden bu kadar işlevsiz?

Yasama, yargı ve yürütmenin ardından 4. Kuvvet sayılan ‘medya’ her anlamda çok güçlü bir silah olma özelliğini de taşımaktadır. Örneğin denir ki, ‘Medya, savaşların silahsız olarak sürdürülebildiği en geniş meydanlardan biridir.”

Bu durum, ülkeler, örgütler, partiler, STK’lar… herkes için geçerlidir. Çünkü basın ve medya hedef kitleyi ‘elde tutmak ve harekete geçirmek için’ temel bir etkendir.

Örneğin;

Türkiye medyasına baktığımızda, ülkelerine yapılan saldırılar ya da sözlü eleştiriler karşısında nasıl politize/tek kalem olduklarını görebiliyoruz. Başka bir anlam ile ifade edersek, Türk medyası sanki birisi Türkiye için ağzını açsın da biz de karşılık verelim şeklinde organize olmuş durumdalar.

Türk medyası, ülkelerine karşı yapılanlara karşı, “Türkiye düşmanları yine konuşuyor. Onlar zaten terörist. Türk ordusunun gücünü onlara göstereceğiz” şeklinde manşetlerle karşı tarafa hemen yanıt veriyor.

Sadece Türk medyası değil,

Bu pratiklerin hepsi PKK için de geçerlidir.

PKK medyası da aynı stratejiyi uyguluyor. İster karşı taraftan olsun ister kendi içinden. PKK, kendine söz ya da eleştiri geldi mi hemen organize olarak, “Hainsiniz, ihanetçisiniz, ajansınız, PDK ihanetin baş aktörü” şeklinde manşetler kullanıyorlar.

***

Peki KDP medyası bu anlamda ne yapıyor?

PKK, Türk ve İran medyası… Hatta bir yere kadar Irak medyası, hepsi KDP düşmanlığı yapıyor.

Türk medyası, gazetecisi ve birçok akademisyeni KDP ile Barzanileri hedef alarak onları, “Gerici, feodal, en büyük tehlike, Emperyalizmin bekçisi, İsrail’in takipçisi…” şeklinde lanse ediyorlar.

İran medyası, KDP ve Barzanileri Siyonizm’in takipçisi, emperyalizmin bekçisi gösteriyor.

Irak medyası, sadece KDP ve Barzani düşmanlığı yapıyor. Onları ABD müttefiki ve işgalci güçlerle iş birliği yapıyor biçiminde yayıyor.

PKK basınına bakıldığında ise Irak, İran ve Türk medyasından daha fazla KDP-Barzani düşmanlığı yapıyor.

PKK medyası, KDP ve Barzanileri kötülemek için öyle ağır şeyler yazıyorlar ki, bunların çeyreğini Türk medyası için yazmıyorlar.

***

Peki saldırılar karşısında KDP medyası ne yapıyor?

KDP medyasının elinde olan imkân ve materyaller ne PKK medyasının ne de Türkiye’nin büyük ajanslarından Anadolu Ajansı ile TRT’nin elinde var.

Bu kadar imkân KDP medyasının elinde varken böyle sessiz olmaları, “aman bana dokunmayan bin yaşasın” bilincine hareket etmeleri akıllara şunları getiriyor:

“Ya korkuyorlar ya da kendilerince gazeteciliği etik çerçevesi etrafında hareket ediyorlar.”

KDP medyası içindeki gazetecilerin düşüncesi nedir?

Bunlar, sözde tarafsız gazetecilik etiğini ilikleyenler. Onlara göre tüm Kürt parti ve oluşumları hepsi birdir.

Söz konusu bu etik/objektif gazeteciler;

“PKK, onlara saldırınca da tarafsızlar

PKK, topraklarını işgal edince de tarafsızlar

PKK, köylerini yakınca da tarafsızlar.”

PKK diyor ki, “Siz idare etmesini bilmiyorsunuz. Kürdistan Hükümetini ben idare ederim!” KDP içindeki bu gazeteciler yine tarafsızlar.

İki eleştiri yapıp, “PKK, Kürdistan’ın her yanını talan etti kendi sahasına çekilsin” diyemiyorlar.  

Bu çekingenlik ve pasif duruş gösteriyor ki, KDP medyasının gazetecileri PKK’nin saldırı iftiraları karşısında gayet sönük ve yanıt vermekten acizler.

Unutulmamalıdır ki medya bir güçtür. Yazının başında da dediğimiz gibi 4. kuvvettir.

***

“Peki, Türk derin devleti stratejistlerine neden yanıt vermiyorlar?”

Türk derin devleti ve onlara bağlı stratejistler KDP ve Barzanileri yıllardır, Kürtler içindeki “En büyük tehlike” olarak görüyorlar ve senelerdir gece gündüz demeden mezarlarını kazıyorlar.  

Durum böyle iken;

‘KDP medyası içinden biri çıkıp medeni bir üslup ile bunlara da veremiyor.’

Maalesef içlerinde eleştiri ve yanıt verecek hiç kimse yok.

Çünkü;

Gazeteciliğin güçlü duruşu ya onlarda bulunmuyor ya da çok az var.

Bazıları için de Türkiye, güzel bir ülke. Senelik ‘TATİLLERİ’ için oraya giderken zorluk yaşamak istemediklerinden dolayı sessiz kalıyorlar.

***

Kıssadan hisse edersek,

KDP medyası gazetecileri, PKK medyasının gazetecileri gibi partilerine hizmet etse idi Kürdistan Bölgesi şu an çok başka konumlarda olurdu.

Şunu açık söylemek gerekiyor, KDP medyası gazetecilerinin fedakarlığı PKK medyasının gazetecileri gibi değil.

Bu durumda KDP’nin çok acil şekilde kendi bünyesinde bulunan medya ağına bir çare bulması gerekiyor. Ama öyle görünüyor ki pozitif anlamda bir değişim geniş zaman için mümkün değil.

Allah KDP ve Barzanilerin yardımcısı olsun. Kimse dinlemiyor ama biz, bu uğurda yine çabamızı gösteriyoruz…


 

Rojhat Amedî 

22.09.2023 

Diğer yazıları:  Yılmaz Güney: Kürt Kimliğime sahip çıktıktan sonra…

 


() PeyamaKurd

Bu makale yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. PeyamaKurd'un yayın politikası ve editoryal paradigması ile her zaman uyumlu olmak zorunluluğu yoktur.