Necmeddin Kerim’in vefatı, YNK ve PKK’nin eski yoldaşlarına verdiği değer 

Vefat edenlerin yakınlarına, tanıdıklarına, dostlarına, geride kalan aile neferlerine taziye mesajı iletmek, acılarını paylaşmak ve mümkünse cenaze merasimine katılmak ahlaki bir meseledir.

Hele hele vefat eden kişi, yıllarca birlikte yürüdüğün, mücadele ettiğin siyasi bir yoldaşın ise o zaman taziye sahibi gibi davranman gerekiyor, çünkü bir yoldaşı kaybetmek bir aile neferini kaybetmek gibidir.

Dr. Necmeddin Kerim’in vefatı, Kürt partilerinin bu konudaki duruş ve yaklaşımını sorgulamaya yetiyor. İnsan ister istemez bir şeyler söylemek zorunda kalıyor. Düşünün, yıllarca hizmet verdiğiniz partiniz, bir taziye mesajı bile yayınlama gereği duymuyor.

Neden mi?

Çünkü vefat eden kişi artık eskisi gibi düşünmüyor, eski partisini eleştiriyor.

Eski partisi de vefat eden eski yoldaşına, “Vay efendim sen miydin bizi eleştiren? İyi ki öldün!” yaklaşımını sergileyecek kadar kabalaşıyor.

Bu konuda, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) yine diğer parti ve örgütlerden farklı davrandığını görüyoruz.

Bu gerçeği, Dr. Necmeddin Kerim’in vefatı ile birlikte, onun gibi eski yoldaşlarından ayrılan Aziz Aqrawi ve Yaşar Kaya’nın talihsiz ve ani ölümlerinde de görmüştük. 


Aziz Aqrawi

Aziz Aqrawi, Mustafa Barzani önderliğindeki 11 Eylül ihtilali başlamadan önce Irak ordusunda Tuğgeneral idi. İhtilalin başlamasından sonra Irak ordusundaki Tuğgeneral görevinden ayrılıp ihtilale katıldı. Önce KDP merkez komitesi üyeliğine sonra Politbüro üyesi seçildi. Barzani’nin dış ilişkiler müşavirliğini de yapan Aqrawi, askeri alanda zaten tecrübeli olduğu için Irak’a karşı yürütülen askeri mücadelenin önemli bir kısmına da önderlik ediyordu. 

1974-1975 yıllarında KDP ile olan bağlarını koparan Aqrawi Bağdat’a yerleşir ve devlet bakanı olur. 1980 yılında Irak’ı terk edip ABD’ye yerleşir. 

1991 yılında, körfez savaşının ardından özgürleşen Güney Kürdistan’ı yeni oluşumların ortaya çıkmasını da beraberinde getirdi. Aziz Aqrawi o dönemler de bir parti kurar. PKK ile sıcak ilişkiler geliştirir. Erbil’de PKK ile birlikte hükümet karşıtı miting ve yürüyüşler düzenler. Hatta bir süreliğine Kandil’e yerleşir. 90’lı yılların sonunda Avrupa’ya geçer. 

2001 yılında Almanya’nın Köln kentinde vefat eden Aqrawi’nin cenazesine, siyasi hayatının son dönemlerini birlikte geçirdiği PKK sahip çıkmaz. Çünkü o PKK’yi eleştirmeye başlamıştı. Kimsesiz kalan Aqrawi, Köln belediyesi tarafından kimsesizler mezarlığına defnedilir.  

Başkan Barzani haberdar olur. Almanya’da bulunan kardeşi Dilşad Barzani’yi arar, her ne pahasına olursa olsun Aqrawi’nin defnedildiği mezarlıktan çıkarılıp Kürdistan’a getirilmesinin buyurur. Dilşad Barzani gerekli işlemleri tamamladıktan sonra Aqrawi’nin cenazesini Kürdistan’a, Akrê’ye getirir.

Başkan Barzani, Aqrawi’nin son yıllardaki eleştirileri, onun Eylül ihtilalindeki hizmetlerini gölgeleyemez der ve ona sahip çıkmanın yurtseverliğin görevi olduğunu dile getirir. 

Ama Aqrawi’nin, PKK’ye vefatından önceki eleştirileri, onun 90’lı yıllarda PKK’ye olan hizmetlerini gölgelemişti ve PKK cenazesine bile sahip çıkmamıştı. 


Yaşar Kaya

Kürdistan’da Yaşar Kaya’yı tanımayan yok. 1959 yılında 49’lar davasında tutuklandığı günden, hayata gözlerini yumduğu 2016 yılına kadar Kürt siyasetinde bulundu. 

Siyasi hayatının önemli bir bölümünü PKK’ye hizmet etmekle geçiren Yaşar Kaya KDP’yi şiddetli ve abartılı bir şekilde eleştiriyordu. 

2007’den sonra yollarını PKK’den ayıran Yaşar Kaya, Güney Kürdistan’ın Erbil kentine yerleşti. Mart 2016 yılında Erbil’de vefat eden Yaşar Kaya’yı KDP devlet töreni ile uğurladı, ev sahipliği yaptı, güneyli bir politikacı düzeyinde taziye düzenledi.

Yaşar Kaya’nın, PKK’ye yönelik son yıllardaki eleştirileri, Kaya’nın PKK’ye olan en az 20 yıllık hizmetini gölgelemişti. Kaya’nın taziyesine katılmamakla beraber, bir taziye mesajını bile iletmemişti. PKK medyası, Kaya’nın vefatını haber bile yapmamıştı.


Dr. Necmeddin Kerim

1970 yıllarında Kürt hareketine katıldı. 1971 yılların başında Eylül ihtilaline Peşmerge olarak katılan Kerim, 1975’te hareketin yenilgiye uğramasının ardından, tedavi için ABD’ye giden Mustafa Barzani’ye doktoru olarak eşlik etmişti.

2009 yılında Mam Celal’in daveti üzerine Kürdistan’a dönen Necmeddin Kerim, aynı yılda gerçekleşen KYB kongresinde politbüro üyesi seçildi. 

2011 yılında, KYB’nin adayı olarak Kerkük Valiliği görevini getirildi ve bu görevi 16 Ekim ihanetine kadar sürdürdü. 

Dr. Necmeddin Kerim’in YNK ile olan siyasi hukuku, KDP ile olan ilişkilerinden çok daha derin ve fazlaydı. Ama 16 Ekim ihaneti ile birlikte yolunu YNK’den ayırdı.

Kerkük’ün tekrar Kürdistan güçlerine bağlanmasını bekledi ama ömrü yetmedi ve 31 Ekim’de tedavi gördüğü ABD’de gözlerini hayata yumdu.

Ne var ki;

Dr. Necmeddin Kerim’in, 2017’de YNK’den uzaklaşması onun YNK’ye olan bütün hizmetlerini gölgelemişti. Kosret Resul ve Kubat Talabani’nin kişisel mesajları dışında YNK, Kerim’in vefatına ilişkin bir taziye mesajı bile yayınlamadı.

Üstelik, Lahor Talabani’nin basın sözcüsü, “Dr. Necmeddin Kerim taziye mesajını hak etmiyor” ifadeleriyle aslında ne kadar düzeysiz kabalaştıklarını göstermiş oldu.

Eski örgütlerinden kopan eski silahşörlere sahip çıkma görevi yine KDP’de kalmış ve umarım tarihten süregelen bu misyon sürdürülmeye devam eder…


Rojhat Amedi 

03.11.2020

 

Yazarın Diğer yazıları  : Günümüz Kürtleri dehalarını yeni keşfediyor

 

 


(℗) PeyamaKurd

Bu makale yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. PeyamaKurd'un yayın politikası ve editoryal paradigması ile her zaman uyumlu olmak zorunluluğu yoktur.